MAYAKOVSKİ’NİN ÖMRÜNÜN EN GÜZEL GÜNÜ

Mayakovski 24 yaşındadır. Genç yaşına rağmen Rusya’nın önde gelen şairlerinden biri olarak kabul edilir. O yıllarda Rusya’nın belli başlı şehirlerinde düzenlenen şiir gecelerinde şiirlerini yüksek sesle haykırır.  Böyle bir şiir gecesinde Mayakovski 19 yaşında genç bir kızla tanışır. Geç saatlerde biten şiir etkinliğinden sonra genç kızı evine bırakırken ablası Lili Brik’le karşılaşır. Genç kızın geçen süre zarfında Mayakovski’nin şiirlerine çoktan vurulmuştur. Ablası Lili Brik’le birlikte yaşayan genç kız, Mayakovski’nin şiirlerinden ablasına büyük bir heyecan ve coşkuyla bahseder. Lili Brik Mayakovski’nin aklından çıkmaz ve onu bir daha görmek için onun evine gider.  Mayakovski’nin “Ömrümün en güzel günü”  diye andığı bu günü Lili Brik şöyle anlatıyor:
…Elsa triolet’nin kulağına “Sakın ondan şiir okumasını isteme diye fısıldamıştık. Ama o yalvarıp yakarmalarımıza kulak asmadı. Ve biz böylece ilk kez ondan Pantolunlu bulut şiirini dinledik. Yer kazanmak üzere, iki odayı birleştiren kapı çıkarılmıştı. Mayakovski, kapının kenarına yaslanmış, ayakta duruyordu. Ceketinin iç cebinden küçük bir defter çıkarmış, şöyle bir göz atmış, sonra yine cebine koymuştu. Gözlerini bana dikmiş, dalgın dalgın bakıyordu. Sonra kalabalık bir dinleyici karşısındaymış gibi, bakışlarıyla bütün odayı taradı, girişi okudu ve birden bana döndü, unutulmayacak, çoşkunluğu dizginlenen bir sesle, şiir değil de, düzyazı okuyormuşçasına sordu:
Sıtma sanıyorsunuz, değil mi?
Oysa Odesa’daydı, Odesa’sa…

Başlarımızı kaldırıp gözlerimizi ona dikmiştik. Şiirini bitirene kadar başlarımızı bu olağanüstü gösteriden ayıramadık. Mayakovski aldığı tavrı bir kere olsun değiştirmedi. Hiçbirimize bakmıyor, ağlayıp sızlıyor, alay ediyor, kızıp köpürüyor, hakkını arıyor ve her bölümün arasında kısa bir süre duruyordu. Elsa’nın ağzı kulaklarındaydı, çünkü olacakları adı gibi biliyordu.
Mayakovski Elsa’nın yanına oturmuş, tatlı yiyordu. Durmadan gülüyor, o iri, çocuksu gözleriyle sağa sola bakıyor, mendiliyle yüzünü, burnunu siliyordu. Benimse dilim tutulmuştu. Mayakovski şiir defterini aldı. Masaya koştu. İlk sayfasını açtı ve çoktan kararlaştırılmış gibi bana, “Bu şiiri size adayabilir miyim?” diye sordu. Sonra, özene bezene şiirin başına yazdı: Lili Yurevna Brik’e…

Lili Brik Mayakovski’nin yaşamındaki tek sevdiği kadındır. Lili Brik o yıllarda Ossip Brik ile evli olmasına rağmen Mayakovski’nin intiharına kadar birlikte oldular.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar